31 Mayıs 2015 Pazar

Sizin Tipiniz Hangisi (5)

BİLGİNİN ANLAMINI ARAYAN DTM5 KADINLARI

DTM5 kadınları, oldukça içe dönük kişilerdir. Çevrelerine karşı soğuk ve mesafeli bir duruşları vardır. “Aman ilişki kurayım, sosyal ortamlarda takılayım, iki arkadaş gelse de muhabbet etsek” gibi istekleri pek yoktur.  Yalnız başlarına da oldukça mutlu ve mesut vakit geçirebilirler. Çoğunlukla da fiziksel temas ve yakınlıktan, duygusal tavır ve tepkilerden hoşlanmazlar. Sadece erkeklerle değil genel olarak hiç kimseyle iç içe olmayı pek tercih etmezler. Tabi bu durum çevreleri tarafından soğuk bir kişi olarak görülmelerine de neden olabilir. Ancak DTM5 kadınlar sosyal baskıdan öyle kolay kolay etkilenmezler. Diğer mizaç tiplerindeki kadınlardan farklı olarak “konuşmayı pek sevmezler”. Uzun süre gürültülü ve kalabalık ortamlarda kaldıklarında veya iletişim kurmak zorunda oldukları yerlerde kendilerini yorgun ve stres altında hissedebilirler. Gözlerin üzerinde olmasından, dikkat çekmekten ya da ilgi odağı olmaktan hemen rahatsız olurlar. DTM5 kadınları dokuz mizaç tipi içerisinde, en rasyonel ve mantıklı olan kadınlardır. Kavramsallaştırma, gözlem ve analiz yetenekleri çok güçlüdür. İnsan içine karışmak yerine insanları dışarıdan gözlemlemeyi tercih ederler. Ayrıca bilgiye de çok değer verirler. Entelektüel merakları çok yüksektir. Ne bulurlarsa okuyan, okuduğunu tüm detaylarıyla anlamaya çalışan, bilgide derinleşme ve uzmanlaşmaya önem veren, ayrıntılı araştırmaya eğilimli kadınlardır. Bıraksanız sabah/akşam okurlar ve çevreleri tarafından da kitap kurdu olarak bilinirler. Bilgi bankası gibi olan bu kadınlar, bildiklerini paylaşmak konusunda çok istekli değillerdir. Daha doğrusu sadece bilgiyi değil herhangi bir şeyi paylaşmak konusunda da çok cömert sayılmazlar. Durum böyle olunca duygusal ve romantik bir erkekle birlikte olmaları da oldukça zordur. Zaten öyle duygusal tiplerden de pek hoşlanmazlar. Akıllı, bilgili, işinde uzman entelektüel bir kişiyle daha rahat bir birliktelik kurabilirler.
DTM5 Kadınları hakkında daha fazla bilgi almak için www.dokuztipmizacmodeli.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz.


Yarın; Toplumda en sık karşılaştığımız emniyet ve güven odaklı DTM6 kadınları

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Sizin Tipiniz Hangisi (4)

DUYGULARIN ANLAMINI ARAYAN DTM4 KADINLARI

Aşk, romantizm ve melankoli... bazen bu kelimeler bile DTM4 kadınlarının ne kadar duygusal bir yapıya sahip olduklarını anlatmaya yetmeyebilir. Öyle derin ve yoğun duygulara sahiplerdir ki onları anlayabilmek her erkeğe nasip olmaz. Hatta bazen kendi kendilerini anlamakta bile zorlanırlar desek yeridir… Yoğun duygusal, hassas ve duyarlı yapıları nedeniyle kaba, hoyrat ve nezaketsiz erkekleri “yanlarına bile yaklaştırmazlar”. Sanat, estetik ve tasarım konularına doğuştan gelen bir yönelimleri vardır. Hepsi sanatçıdır diyemeyiz ancak çoğunun estetik hassasiyetleri olan ve sanatçı ruhlu kadınlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hüzün, acı ve keder, DTM4 kadınların yaşamlarının önemli bir parçası ve aynı zamanda sanatsal ihamlarının da kaynağıdır. DTM4 kadınları, eşle dostla birlikte vakit geçirmeyi sevseler de, eninde sonunda iç dünyalarına dönme ihtiyacı hissederler. Uzun süre kalabalık ortamlarda kalamaz, “mecburiyetten” iletişim kurmaktan da hiç hoşlanmazlar. Kendi duygu dünyalarıyla baş başa olmak ve bu süreçte yaratıcı ilhamların kendilerini sarması onlara müthiş bir lezzet verir. Onlar son derece özgün kişiler olmanın yanı sıra bireysel farklılığa, sıra dışılığa, yüzeysel olmamaya da çok önem verirler. Bu nedenle dokuz mizaç tipi içerisinde en çok “beni kategorize etme, bana isim koyma, beni yarıştırma ve beni karşılaştırma onla bunla…” diyen en özgün, bireysel ve kimseye benzemeyen kadınlardır. Daima bir “birey olma” istekleri vardır ve hiçbir erkeğin ya da ilişkinin kendi bireyselliklerinin önüne geçmesine asla müsaade etmek istemezler. Bu nedenle buradan erkeklere sesleniyoruz; eşiniz, sevgiliniz ya da bir yakınız bir DTM4 kadını ise ona “aaaaa sen şu kişiye ne kadar benziyorsun” gibi iltifat mı hakaret mi ne olduğu belli olmayan cümleler kullanmayın... Onları hemcinslerinden ayıran bir diğer önemli özellikleri de canlı cansız her şeye merhamet eden, herkesle empati kurmaya çalışan kadınlar olmalarıdır. Karşısındaki insanın ne hissettiğini, hangi duygular içerisinde olduğunu anlamaya çalışırlar. Empati kelimesinin vücut bulduğu kişilerdir resmen.  Doğal ve içten olmaya çok önem verirler. Yapmacıklıktan nefret ederler ve içlerinden gelmediği müddetçe cana yakın, sempatik ve samimi davranmazlar.  
DTM4 kadınları hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak istiyorsanız, sizi kanlıcanın orta yerinde oturtan ve gözünüzün yaşını hisara doğru yüzdüren kadının şarkı sözlerini okuyabilirsiniz...


Yarın; akıl, mantık ve “bilim kadınları; DTM5’ler…

29 Mayıs 2015 Cuma

Sizin Tipiniz Hangisi (3)

BAŞARI ODAKLI DTM3 KADINLARI

Başarı, hırs, kariyer ve etkili bir imajın bir araya geldiği kadınlardır... Küçük bir kızken bile hayata dair hedefleri olan bu kadınlar, yaptıkları her işte başarılı ve zirvede olmak isteyen, başarılarıyla çevrelerinde hayranlık uyandırmaya çalışan özgüveni yüksek kişilerdir. Eğer bir şeyi başarmak istiyorlarsa, ona ulaşana kadar durmaksızın çalışabilirler. Hedeflerine varana kadar yorulmak nedir bilmez ve bu süreçte kendilerini boş ve gereksiz işlerle oyalamazlar. Hatta kariyer hedeflerine ulaşana kadar aşk meşk işlerine ara verebilir, çoluk çocuk sahibi olmayı da erteleyebilirler. Bu arada çocuklarının olması da hedeflerinden vazgeçtikleri anlamına gelmez, bir yandan çocuğunu en başarılı şekilde yetiştirip bir yandan da işlerine bakabilirler. DTM3 kadınları hem cinslerinden ayıran önemli özelliklerinden biri, karşısındaki kişileri nasıl etkileyeceklerini, kiminle ne şekilde konuşacaklarını çok iyi bilmeleridir. İmaj ve diplomasi ustaları diyebileceğimiz DTM3 kadınlar, güzelliklerine ve bakımlı olmaya son derece önem verirler. Nasıl göründükleri ve karşı tarafta nasıl bir izlenim bıraktıkları onlar için “çok ama çok” önemlidir. Aynı zamanda karşılarındaki kişilerin de imaj ve görünümlerine çok dikkat eder ve genellikle “notu” buradan verirler. E durum böyle olunca, karşılarında da işsiz güçsüz, bir hedefi amacı olmayan, imaj ve görünümüne önem vermeyen bir erkek görmek istemezler.  Yanlarında olacak kişilerin kendilerine değer katmasını ve onları yükseltmesini isterler. Bu nedenle genellikle kendi sosyal, ekonomik ve kültürel seviyelerinin altında bir kişiyle birlikte olmazlar.

DTM3 kadınları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız ülkemizde yıllardır zirvede olan, daima güzel ve bakımlı gözüken, yıllara meydan okuyan ve adından sürekli söz ettiren starımızın röportajlarını takip edebilirsiniz...

Yarın; kum gibi ince, kuğu gibi zarif, ipek gibi narin DTM4 kadınları…


28 Mayıs 2015 Perşembe

Sizin Tipiniz Hangisi (2)

OLUMLU DUYGULANIM ARAYAN DTM2 KADINLARI
  
Dokuz mizaç tipi içerisinde karşılaşabileceğiniz en duygusal tiplerdir kendileri… Tabii kadınlara sorsak hepsi kendilerini duygusal olarak tarif ederler, ancak DTM2 kadınların duygusallığı bir başka... Gözlerinin altında sanki akmaya hazır bir çeşme vardır. En ufak bir üzüntüde boşalıverir gözyaşları. Duygularını onlar kadar çabuk belli eden başka bir mizaç tipi yoktur neredeyse. Üzüntüleri de sevinçleri de yüzlerinden hemen belli olur. Çevreleriyle çok sıcak ve samimi bir şekilde ilişki kurarlar. Arkadaş canlısı olan DTM2 kadınlar, kimin yardıma ihtiyacı var, kim üzgün, kim destek bekliyor, hiç tereddüt etmeden yardıma koşan gönül fedaileridir. “Ne oldu neyin var, neden üzgünsün, canını ne sıktı söyle bana, hadi dertleşelim, anlat” diyen bu gönül ablaları, herkesi dinleyebilen sevgi dolu kalpleriyle çevrelerinin aranan kişileridir. Hal böyle olunca; karşılarındaki erkeğin de duygulardan bihaber, ilgi ve sevgi yoksunu, sus pus oturan kişiler olmasından hiç hoşlanmazlar. Kendileri o kadar ilgi ve sevgi dolu olup da eşlerinin ilgisiz olmasına katlanamazlar. Sevdikleri adama hizmet ederek onu mutlu etmekten keyif alan kadınlardır. Ancak bu hizmetin bir de karşılığı vardır; sevgi ve ilgi... Bu nedenle karşılarındaki erkeğin kadınını daima sevecek ve onla ilgilenecek bir kişi olmasını isterler. İlgi ve sevgi azalmasına tahammül gösteremezler. Aslında onları mutlu etmek o kadar da zor değildir; bol teşekkür, takdir ve beğeni ifadeleri hemen sıcacık bir şekilde gülümsemelerini sağlar. Örneğin yaptıkları yemek hakkında “yemek nasıldı hayatım” diye soruyorlarsa sakın sadece “güzel olmuş” diyerek cümleyi noktalamayın. “Tuzu azdı yağı fazlaydı” gibi ifadelerdense tamamen uzak durun. Vereceğiniz cevabın içine sevgi, iltifat, beğeni ve biraz da abartı katın; “bu zamana kadar yediğim en güzel makarnaydı bir tanem, ellerine sağlık”… Sevgi, ilgi ve iltifata hiç dayanamaz, hemen yelkenleri suya indirirler. Bir de yanağına bir sevgi öpücüğü kondurmayı biliyorsanız, DTM2 kadınları mutlu etmenin kitabını yazabilirsiniz demektir… DTM2 kadınları hakkında daha fazla bilgi almak için "Aşk-ı Mizaç" kitabını okumanızı öneririz..

Yarın;  “Erkek gibi dayanıklı”, “Kleopatra gibi bakımlı ve havalı” kadınlar; DTM3’ler…

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Sizin Tipiniz Hangisi (1)

KUSURSUZLUK ARAYAN DTM1 KADINLARI

Öncelikle şunu söylememiz gerekir ki onlar; “kusursuzluğu arayan mükemmeliyetçi, titiz, düzenli ve programlı” kadınlardır. Düzensiz ve bakımsız kişilerden, “hadi biraz kopalım kendimizi hayatın akışına bırakalım” gibi rahat davranışlar sergileyen erkeklerden hiç haz etmezler. Onlar oturup kalkmasını bilen, ne konuştuğunda dikkat eden, “efendi adamlardan” hoşlanırlar... Tabi ki gülmeyi eğlenmeyi de bilirler. Ancak eğlenirken de, gülerken de daima ölçülü olmaya çalışırlar. Ne zaman ölçüyü kaçıracak olsalar sanki içlerinden bir ses “tamam, güldüğün yeter. Şimdi biraz ciddi ol, hemen gevşeme” diye uyarıverir.  Onları hemcinslerinden ayıran en belirgin özellikleri kuralcı olmalarıdır. Yaşamlarında “her şeyin bir kuralı vardır” ilkesiyle hareket ederler. İlişkinin kuralı, yemek yapmanın kuralı, evi temizlemenin kuralı, sofraya oturmanın kuralı ve daha neler neler… Yani onların yanında öyle “şaldır şuldur” hareket etmek pek mümkün değildir. Edilse ne mi olur? Eğer karşı tarafa değer veriyorlarsa hemen eleştirir ve davranışlarını düzeltmeye çalışırlar. Bunu da bir öğretmen edasıyla yaparlar. Eğer değer vermiyorlarsa hiç eleştirmeden karşısındakine “notunu” verebilirler. Bir kere not verdiklerinde bir daha da dönmeleri çok zor olur. Yaşamlarının her döneminde “ideal, örnek bir kişi” olmaya çalışırlar. Örneğin, okulda ideal öğrenci, toplumda ideal vatandaş, evde ideal eş ve ideal anne... Hayat içerisinde üstlendikleri rol ne ise onu mutlaka hakkıyla yerine getirmeye çalışırlar. Dolayısıyla görev ve sorumluluklarına karşı oldukça duyarlı olurlar. Aman bir şeyi eksik ya da hatalı yapmasınlar; hemen rahatsız olur kendilerini düzeltmeye çalışırlar. Kusur ve eksikliklere çok duyarlı olan bu kadınların gözlerinde, sanki “hata ve eksik bulucu bir radar” vardır. Nerede hata var nerede eksik var, çok çabuk fark ederler. Bardağın masaya bıraktığı izden tutun da, okudukları bir metindeki dilbilgisi hatalarına kadar, en ufak bir hatayı bile çok kolay fark edebilirler. DTM1 kadınları hakkında daha fazla bilginiz olsun istiyorsanız; Margaret Thatcher’ın hayatını konu alan Demir Lady filmini izlemenizi tavsiye ederiz...



Diğer mizaç tiplerindeki kadınlar mı?


Okumaya devam... Yarın; sevdiklerini pamuklara sarıp sarmalayan, kırılmaya hiç gelemeyen sevgi ve ilgi prensesleri DTM2 kadınlar...

24 Mayıs 2015 Pazar

Dokuz Tip Mizaç Testi ile hem kendinizi hem de eş adayınızı çok daha yakından tanıyabilirsiniz


Değerli Üyelerimiz, 

Sistemimizde uygulamış olduğumuz Dokuz Tip Mizaç Testi, psikiyatri ve psikoloji alanlarında mizaç, karakter ve kişilik konuları üzerinde çalışan Türk bilim insanlarının, on yılı aşan çalışmaları sonucunda geliştirilen tamamen özgün bir testtir.


Dokuz Tip Mizaç Testi, 2000 kişilik geniş bir Türk örneklem grubuyla denenmiştir ve geçerliği ve güvenirliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dokuz Tip Mizaç Testi, yaşam içerisinde aldığımız rolleri ve bu rolleri sergileyiş biçimlerinizi, olayları nasıl algıladığınızı, bakış açınızı, motivasyonlarınızı ve bireysel farklılıklarınızı tespit edebilen bir testtir. Testi cevaplarken nelere dikkat etmelisiniz? Testteki sorulara, tüm yaşamınızda (aile, iş, sosyal, özel yaşantınız vb.) genel olarak nasılsanız o şekilde cevap vermeye çalışmanız son derece önemlidir. Teste verdiğiniz cevaplar ne kadar doğru, objektif ve tutarlı olursa, profil sayfanızda okuyacağınız raporun geçerliliği de o kadar yüksek olacaktır. 

Bu nedenle teste başlamadan önce;

  • Dikkatinizin bölünmeyeceği ve yalnız olduğunuz bir ortamda testi yapmaya özen gösterin,
  • Maddeleri dikkatlice okuyun,
  • Acele cevap vermeyin ancak çok fazla da üzerinde düşünmeyin,
  • Hayatınızı genel olarak gözünüzün önüne getirerek cevap vermeye çalışın,
  • Olmak istediğiniz kişi gibi değil, genelde nasılsanız o şekilde cevap verin,
  • Testi tek bir seferde bitirmeye özen gösterin 

Test güvenlik ve kontrol noktaları Dokuz Tip Mizaç Testi içerisinde bazı güvenlik-kontrol noktaları bulunur. Teste verdiğiniz cevaplar güvenlik ve kontrol noktalarından geçmeden testiniz tamamlanamaz. Testin tam olarak bitirilebilmesi için, sorulara gerçekçi ve tutarlı cevaplar verilmesi gerekmektedir.  Test bitiminde, sistem sorulara verilen cevapların tutarlılığını ölçer. Eğer verilen cevapların tutarlılığı belirli bir yüzdenin altında kalırsa, testin tekrar yapılması gerekir. Bununla birlikte test içerisinde özel olarak yerleştirilmiş bazı soru çiftlerine aynı cevaplar verilemez. Verildiği takdirde sistem test sonunda size o soruları tekrar gösterir ve o soruları yeniden yanıtlamanızı ister. 

Test içerisinde bu güvenlik ve kontrol noktalarının bulunmasının nedeni, üyelerimizin mizaç tipini en doğru şekilde tespit ederek mizaçlarıyla en uyumlu üyelerle eşleşmelerini sağlamak istememizdendir. Test ile ilgili sorun yaşayan üyelerimiz bize info@banaesimisoyle.com mail adresinden ulaşarak daha detaylı bilgi alabilmektedirler. 

5 Mayıs 2015 Salı

İlişkiler neden biter

Günümüzde insanların büyük bir çoğunluğu, kendi yaşam tarzlarına uyum sağlayabilecek niteliklere sahip eşlerle birlikte olmayı tercih ediyor. Örneğin, dışa dönük, sosyal, etkileyici, başarı odaklı, hırslı, imaj ve görünümüne önem veren, kariyer sahibi olmayı önceleyen bir kişi, genellikle kendisi gibi bir eşle birlikte olmayı tercih ederken; içe dönük, yalnız kalmaktan hoşlanan, sosyal ortamlardan ve kalabalıktan rahatsız olan bir kişiyle ise ilişki kurmayı tercih etmeyebilir. Ancak yaşam tarzları arasında uyum ya da benzerliklerin olması da bir ilişkinin devam etmesi için yeterli olmayabiliyor. Şöyle ki, başarı ve kariyer odaklı bir çift, ilişkilerinin başlarında birbirlerini daha başarılı olmaları, işlerinde yükselmeleri yönünde motive edip desteklerken, iş yoğunluklarının arttığı dönemlerde birbirleriyle yeteri kadar ilgilenmeyebilir, ilişkilerinin yerine işlerine öncelik verebilirler. Ya da kariyer hedeflerine ulaşmalarına engel bir durum söz konusu olduğunda (örn: çocuk sahibi olmak, iş nedeniyle başka bir şehre taşınmak, vb) ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşayabilirler. Özetle; yaşam tarzlarının uyumlu olması, eş seçiminde ve ilişkilerin başlamasında oldukça önemliyken, ilişkinin sürmesi için tek başına yeterli olmayabilir. Burada önemli olan nokta; çiftlerin mutlu bir ilişki süreci geçirebilmeleri için, yaşam tarzları ve alışkanlıkları konusunda birbirlerine uyum sağlayabilecek kadar esnek olabilmeleridir. Ancak bizim önerdiğimiz esneklik, eşlerden birinin kendisine zarar verebilecek kadar tavizkâr olmasından çok; her ikisinin de, hem kendisinin hem de eşinin mizaç ve kişilik yapısını tanıyıp anlaması, tutum ve davranışlarını bu eksende ayarlayabilmesiyle ilgilidir. Zira çiftlerin ilişkilerde ne kadar esneyebilecekleri de yine mizaç özelliklerine bağlıdır. Örneğin, bazı mizaç tipleri, esneklik gösterme, kabullenme ve uyum sağlama konusunda doğal bir avantaja sahipken, bazıları ise esneklik göstermeyi bir güçsüzlük ve zaaf olarak değerlendirebilirler.
İlişkilerin bitmesine neden olan bir diğer etken de kişilerin “durumsal ihtiyaçlarına” göre ilişkiye başlamalarıdır. Örneğin durgun, monoton ve rutin hayatı olan bir kadın, kendisinden çok daha dışa dönük, canlı, hareketli, enerjik ve yenilikçi bir erkek ile tanıştığında güçlü bir çekim hissedebilir. Benzer şekilde erkek de, kadının sakinliğinden, telaşsızlığından ve durgunluğundan hoşlanabilir. Kadının durumsal ihtiyacı, monoton giden hayatına renk gelmesiyken, erkeğin durumsal ihtiyacı ise biraz daha dingin bir hayat yaşamaktır. İlişkinin başlaması ve durumsal ihtiyaçların karşılanmasından sonraki süreçte ise kişilerin “genel ihtiyaçları” ön plana çıkacaktır. Böyle bir durumda kadın, ilişkinin başında eşinin hızlı, girişken, kolay ilişki kuran ve canlı yapısından hoşlanırken, ilerleyen dönemlerde eşinin bu yönlerini eleştirir hale gelebilir. Aynı şekilde erkek, ilişkinin başında eşinin ağırlığına, durgunluğuna, sakinliğine ve huzurlu yapısına hayran olurken, ilerleyen dönemlerde eşini, pasiflik, yavaş olmak ve kendisine eşlik edememekle suçlayabilir.  Bu durum genellikle ilişkinin ayrılıkla sonuçlanmasına ya da daha da trajedik bir biçimde çiftlerin “ilişkisiz bir ilişki”  yaşamasına neden olabilir. Cafe ya da restaurantlarda saatlerce birlikte oturup, yemek yiyen ancak iki cümle konuşmadan kalkan çiftler, “ilişkisiz ilişki” kavramının canlı örnekleridirler.

Çiftler, uzun soluklu bir ilişki istiyorlarsa, öncelikle kendilerinin ve eşlerinin durumsal ve genel ihtiyaçlarını bilmeli ve bu ihtiyaçları dengeli bir biçimde karşılayabilmelidirler. Bir erkek, eşinin hem genel ihtiyacı olan; fark edilme, beğenilme, ilgilenilme v.b. ihtiyaçlarına, hem de kendisi için önemli olan durumsal ihtiyaçlarına (örneğin, karar vermekte zorlandığı bir durumda desteklenme ihtiyacı)  karşılık verebilmelidir. Aynı şekilde kadın da eşinin hem genel hem de durumsal ihtiyaçlarına cevap verebilirse, çiftler arasında dengeli bir ilişki kurulabilmiş demektir. (Aşk-ı Mizaç)