Hem meslek yaşantımızda karşılaştığımız çiftlerde, hem de günlük yaşam
içerisinde gözlemlediğimiz ilişkilerde, insanların otomatik olarak hep belli
tiplerden hoşlandığını ve bu tiplere çekim duyduklarını görüyoruz. İnsanların
otomatik bir biçimde birbirlerini tensel/duygusal/düşünsel açıdan çektiklerine
çok defa tanıklık etmişizdir. Bu duruma örnek olarak, yeni bir ortama
girdiğinizde, gözünüzün hemen bir kişinin üzerine odaklanması ve o kişiyle
aranızda bir çekimin başlaması verilebilir. Çiftler
arasında tensel ve psişik uyumun olması, eril-dişil dengesiyle ilgili olduğu
gibi, insanların geneli arasında otomatik bir biçimde gerçekleşen çekim/itimin
oluşması da daha çok “eril kişilerin dişil kişileri, dişil kişilerin de eril
kişileri kendine çekmesiyle ilgilidir”.
Güncel bir ifadeyle “birbirinden elektrik almak/alamamak” şeklinde
ifade edilen bu otomatik çekim/itimin, ilişkilerin başlamasında belki de en
kritik kıvılcımı oluşturduğunu söyleyebiliriz. Zira hepimiz hemen hemen her
gün, meşhur evlilik programlarında, ilk kez karşılaşan kişilerin “birbirlerini
daha yakından tanımak isteme” kararı almalarına ya da “birbirlerini tanımayı
bile” reddetmelerine şahit oluyoruz. Aslında en ilginci, bu kişilerin
birbirlerine karşı çekim duymamaları ya da itim duymalarına neden olan şeyi,
çoğu zaman kendilerinin de bilmemesidir. Bu durumu genellikle “kusura bakmayın,
sizden elektrik alamadım” diyerek açıklamaya çalışırlar. Birçok kişi de,
ilişkilerin başlamasında çok güçlü bir enerji kaynağı olabilen ya da
ilişkilerin daha başlamadan bitmesine yol açabilen bu otomatik çekim ve itimin
nedenlerinin açıklanmasının zor olduğunu düşünür. Oysa bu durum, mizaç tiplerinin doğasından kaynaklanan
eril/dişil dengesi- otomatik çekim/itimle yakından ilgilidir. Örneğin,
yukarıda da bahsettiğimiz, mizaç yapısının temel motivasyonu mutlak güç arayışı
olan; otoriter, kendinden emin, bağımsızlığına düşkün, girişken, atak, iddialı,
ön alan ve kararlı olan kadını düşünün. Bu kadının mizaç özellikleri, haliyle
giyim ve konuşma tarzına, hatta oturma ve kalkma adabına bile yansıyacaktır. Bu
kadının karşısında da yine mizaç yapısının temel motivasyonu olumlu duygulanım
arayışı olan; sevgi dolu, duygusal, ilişki odaklı, sıcakkanlı, şefkatli,
merhametli, hassas ve alıngan olan erkeği düşünün. Aynı şekilde bu erkeğin
mizaç özellikleri de dış görünüşüne yansıyacağından -bu kişiler birbirlerini
tanımasalar dahi- genellikle birbirlerine karşı bir çekim hissetmeyeceklerdir.
Şimdi de mizaç yapısının temel motivasyonu güven ve emniyet arayışı olan,
mantıklı ve kontrollü davranmaya çok önem veren, çevresindekilere kolay kolay
güvenmeyen, ayrıca sık sık kararsızlık yaşayan ve kararlarını danışabileceği
güvenilir, bilgili ve tutarlı birine ihtiyaç duyan bir kadın düşünün. Bu
kadının karşısına da; mizaç yapısının temel motivasyonu kusursuzluk arayışı
olan, ciddi, olgun, dürüst, sorumluluk sahibi, bilgili olmaya önem veren, her
şeyin en doğrusunu öğrenmeye ve yapmaya çalışan, çevresindekileri de doğru
bildiği davranışlara yönlendiren bir erkek çıksın. Bu kişiler, birbirlerini
tanımasalar dahi, mizaç özelliklerinin dış görünüş, davranış ve konuşmalarına
olan yansımaları, otomatik olarak bu kişileri birbirlerine çekecektir.
Sonuçta; çiftlerin birbirleriyle
ilk karşılaştıkları andan itibaren, ilişkinin hiç başlamaması ya da çiftler
arasında uzun yıllar sürecek, uyumlu bir ilişki kurulmasında; hem mizaç
tiplerinin çekim-itimleri hem de bu çekim ve itimi sağlayan eril-dişil
dengesinin çok büyük bir etkisi vardır.
Bu güne dek, evlenmek isteyen, ancak kendisini evliliğe hazır
hissetmediği için başvuran birçok danışanımız, “bana eşimi söyleyin, hangi
mizaç tipinde, nasıl bir kişiyle evlenmeliyim?” sorusunu bize sıkça
yöneltmişlerdir. Çift olarak çeşitli sorunlarla başvuran danışanlarımız da -çok
çeşitli sorunlardan şikayet etseler de- aslında “hal dilleriyle” bize; “bana
eşimi söyleyin, onun özünde nasıl biri olduğunu tanımak istiyorum”
demişlerdir. Bizler de yıllar yılı
onlara, hem ilişkilerin başlamasında hem de sağlıklı bir şekilde
sürdürülmesinde mizaç tiplerinin etkisinin önemini anlattık. Ancak daha fazla kişinin mizacıyla uyumlu, ilişkisinde eril-dişil
dengesini yakalayabileceği eş adaylarıyla buluşabilmesi amacıyla, geniş bir
ekiple birlikte bu alandaki mesleki bilgi ve tecrübelerimizi online ortama
taşıdık. Projemize de danışanlarımızın sesinden ilham alarak “bana eşimi söyle” ismini verdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder